YENİDOĞAN TİCARETİNE NEREDEN GELDİK? NEDEN GELDİK? NASIL GELDİK? Gündemimiz çok hızlı değişiyor. Yenidoğan yoğun bakım skandalını konuşuyorken, önce Sn Bahçeli’nin Öcalan TBMM de konuşsun çıkışı ile ülke başka gündem savruldu. Ülke kamuoyu Sn. Bahçeli’den gelen bu beklenmedik önerinin şokunu atlatamadan da, TUSAŞ saldırısı ve şehit olan Canlarımız gerçeği ile karşı karşıya kaldık. Arkasından yapılan Kayyum atamalar ve ABD başkanı Trump seçimi ile neredeyse unutuldu YENİDOĞAN skandalı.. Yenidoğan yoğun bakım meselesinin yeni olmadığı, ilk şikayetlerin 2023 yılı başından gündeme alındığı ve sürecin soruşturmasının bitmek üzere olduğu günlerde sosyal medyaya düşen savcıya tehdit görüntüleri ile ülkede tam bir infiale yol açtı. Olay sosyal medyaya yansımasa, sessiz ve derinden giden bir süreçten, hiçbirimiz haberdar olamayacaktık. Olayın özü, devlet ve özel hastanelerdeki yeni doğanların yoğun bakım hizmetinin özel sağlık şirketlerinden sağlanması süreci. Aslında, genel konu sağlık ve yoğun bakım hizmetinin özelleştirilmesi. Tabii, bu süreç bugün başlamadı. Yıllar önce “Sağlıkta Dönüşüm” adıyla, sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi ve sağlıkta özel sektörün büyütülmesi teşvik ve telkin edildi. 2003 yılında “SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PLANI” adıyla uygulamaya kondu. Peki ne demekti sağlıkta dönüşüm? O günün Başbakanı da,
(Bakınız https://www.saglik.gov.tr/TR,11415/saglikta-donusum-programi.html ) Sağlık ile ilgili olarak Anayasamız sağlık meselesini “Ekonomik ve Sosyal Haklar ve Ödevler” bölümünde ve 56. Maddede düzenlemiştir. “A. Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması MADDE 56- Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir. Anayasamızın genel hükümleri çerçevesinde devlet her vatandaşına sağlık hizmeti sağlamak ve ücretsiz sunmakla görevlidir.” 1. HASTANELER 2002-2022 yılları arasındaki son 20 yılda, kamu kaynakları ve destekleri ile birlikte özel sağlık yatırımları hızlanarak, özel hastanecilik neredeyse tüm yurda yayılmış ve hastanelerin % 37 sine ulaşmıştır. · Devlet hastanesi 774 adet % 18 artışla 915’e ulaşmıştır. · Üniversite 50 adet % 36 artışla 68 e ulaşmıştır. · Özel hastane 271 adet % 111 artışla 572 adete ulaşmıştır Görüldüğü üzere, üniversite hastanesi sayısı 2002 de 50 tane iken, 2022 de % 36 artışla 68 e ulaşabilmiştir. Ancak, Özel hastaneler ise aynı dönemde 271 adetten, % 111 gibi rekor bir artışla 572 adete erişmiştir. 2002-2012 arasındaki 12 yıl da en hızlı büyümesini sağlamıştır. 2. YATAK SAYISI 2002-2022 yılları arasında toplam hastane yatağı sayısı, 165 binlerden, % 59 artışla 262 binleri aşmıştır. Bu süreçte; · Devlet hastaneleri 107.394 adet 163.207 adet yatağa, % 52 artış · Üniversiteler 26.342 adet 43.914 adet yatağa, % 67 artış · Özel hastaneler 12.387 adetten 55.069 adet yatağa % 344 artış Özel hastane yatak kapasitesinde resmen bir patlama olmuş durumda. Sağlık sistemi böylece kamu hizmeti olmaktan çıkıp, piyasanın ticari bir hizmetine dönüşmüştür. 3. YOĞUN BAKIM YATAKLARI Aşağıdaki tabloya baktığımızda yıllar itibariyle yoğun bakım yatak sayısı 2002 yılında 2.214 adet iken, 2022 yıl sonu itibariyle 48.847 yatağa yükselmiştir. · Devlet hastaneleri 869 adet 24.142 adet yatağa, % 2678 artış · Üniversiteler 353 adet 7.020 adet yatağa, % 1889 artış · Özel hastaneler 992 adetten 17.645 adet yatağa % 1679 artış Türkiye'de ikamet eden nüfus, 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla 2002 yılına göre 20.257.253 kişi artarak 85 milyon 279 bin 553 kişiye ulaştı. Nüfus %31 artmış ancak yoğun bakım yatağı sayısı % 2104 oranında rekor düzeyde artmıştır. Özel sağlık kurumlarının % 15 i ve yatak kapasitesinin % 18 i İstanbul’dadır. Ancak, yoğun bakım yataklarına gelince özel sektörün ağırlığı % 60 a ulaşmaktadır. 2002 yılında Yoğun bakım yatak kapasitesinin % 44,8 i Özel hastane iken, 2022 yılında bu oran % 36,2 ye gerilemiştir. Görünüşte kamu kapasitesi artmış. Özel sektör toplam yatağı 2002 de 12.397 adet ve yoğun bakım yatağı 992 adet ve % 8 paya sahip. Yıl 2022 ye geldiğinde özel sektör toplam yatağı 55.069 adete yükselmiş. Yoğun bakım yatağı sayısı ise 17.645 adet. Özel sektörün yatakları içindeki yoğun bakım yatağı payı son 20 yılda 17 kat artışla % 8 den, % 32 ye yükselmiştir.
4. YENİDOĞAN YOĞUN BAKIM YATAĞI “YENİDOĞAN” YOĞUN BAKIM yatağının Özel sektör yatakları içindeki payı % 41,5 ki, nerdeyse yarısı. Devlet hastanelerinin payının tam 2 katı kapasiteye sahip olmuş, özel sektör. Yenidoğan Özel sağlık kurumlarının % 15 i ve yatak kapasitesinin % 18 i İstanbul’dadır. Ancak, yoğun bakım yataklarına gelince özel sektörün ağırlığı % 60 a ulaşmaktadır. Yoğun bakım yataklarının geneli içinde ise, Özel hastaneler % 28 lik bir paya sahip ve üniversite hastanelerinde 6,1 kat daha fazla. Üstelik toplam doğurganlık oranı da % 029 lardan %01,6 lara gerilediği halde, yenidoğan yoğun bakımına yatırım yapılması izahı gereken absürt bir durum olarak karşımıza çıkıyor. 1990 2000 2019 2020 2021 2022 Yıllık Nüfus Artış Hızı (‰) 21,7 18,3 13,9 5,5 12,7 7,1 Kaba Doğum Hızı (‰) 24,1 21,6 14,4 13,4 12,9 12,2 Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, tıpkı altın yumurtlayan bir tavuk gibi hem yoğun bakım yatakları hem de yenidoğan yoğun bakım yatakları üzerinde büyük ve hızlı yatırımlar yapıldığı görülüyor. Bu tabloya göre, İstanbul’da yenidoğan canlı doğumlar için özel sektöre yatağı devletin tam 4,5 katından fazla. Görülüyor ki, bu alanda bazı özel hastaneler ve özel sağlık şirketleri büyük yatırım yapmışlar. Veriler göre de, özel hastane yoğun bakım oranının 2014 yılından bu yana % 55 ler seviyesinde gerçekleştiği görülüyor. Sonuç olarak, son 20 yılda özel hastaneler yoğun bakım yatağı kapasitesinde patlama yaşamıştır. Herhalde her haneden en az bir kişi devlette yer yok diye özel hastane yoğun bakıma sevk edilmiştir. Görülen o ki, devletten özel hastanelere yoğun bakım (özellikle de YENİDOĞAN BEBEKLER) üzerinden büyük kaynaklar transfer edilmiş. Sonraki yazımızda yıllar itibariyle, özel hastanelere aktarılan kaynakları inceleyeceğiz. Sağlık ve Mutlulukla kalın. |
2 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |