Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür, Ve Bir Orman Gibi Kardeşçesine...

Misak-i Milli içinde...

Site Menüsü
Saat
Site Haritası
Sağlık sigortası vergi indirimi tartışmasında üçüncü perde

https://sigortacigazetesi.com.tr/saglik-sigortasi-vergi-indirimi-tartismasinda-u%cc%88cu%cc%88ncu%cc%88-perde/


İşveren tarafından çalışan adına ödenen şahıs sigorta primlerinin gelir vergisi matrahından indirilemeyeceğine yönelik yapılan tartışmanın son perdesine geçilmiş görünüyor.

Vergi müfettişleri, gerçekleştirdikleri incelemelerde sağlık sigortası vergi indirimi ile ilgili vergi inceleme raporlarını düzenlenmeye başladı. EY Türkiye Vergi bölümü kıdemli müdürü Merih Tümkaya, konuyu detaylarıyla ele aldı:

TARTIŞMA NASIL BAŞLADI?

“6327 sayılı Kanun ile bireysel emeklilik sisteminde devlet katkısı yöntemine geçilmiş ve vergi kanunları dâhil birçok kanunda önemli değişiklikler gerçekleştirilmişti.

Bu değişikliklerle birlikte, uzun süredir uygulanmakta olan 3 ve 59 numaralı gelir vergisi sirkülerlerinde de değişiklik yapılması ihtiyacı doğmuş ve 85 numaralı gelir vergisi sirküleri yayımlanmıştı.

59 numaralı sirkülerde işverenler tarafından çalışan adına ödenen şahıs sigorta primlerinin o yıllarda geçerli olan sınırlar dâhilinde ücretin vergi matrahının tespitinde indirim olarak dikkate alınabileceği belirtiliyordu. 85 numaralı sirkülerde bu yönde bir ifade bulunmuyor. İşin kötüsü, yine aynı sirkülerde 59 numaralı sirkülerde yer alan bu sirkülere aykırı hükümlerin yürürlükten kaldırıldığı ifadesi yer alıyor. Hal böyle olunca, artık işverenler tarafından çalışan adına ödenen şahıs sigorta primlerinin ücretin vergi matrahından indirilemeyeceği yönünde tartışmalar başlamıştı.

İKİNCİ PERDE

Tartışmalar sonlanmayınca, konu ile ilgili Gelir İdaresi’nden izahat talebine bulunmuştu. Gelir İdaresi bu talebe 24.01.2020 tarihinde bir muktezayla cevap verdi. Muktezada aşağıdaki şekilde değerlendirmeler yapıldı.

“…

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; çalışanlarınız adına ödenen özel sağlık poliçesi primlerinin, çalışanlarınıza sağlanan net menfaat (ücret) olarak değerlendirilmesi ve brütleştirilerek aylık ücret bordrolarına dâhil edilmesi gerekmektedir.

Diğer yandan, sigortanın Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olması şartıyla, söz konusu primler ücretin safi tutarının tespitinde indirim konusu yapılabilecektir. Ancak, indirim konusu yapılacak primlerin toplamının, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacağı tabiidir.”

Muktezada görülebileceği gibi, Gelir İdaresi yıllardır süregelen uygulamaya farklı bir yorum getirmiş ve işveren tarafından yapılan şahıs sigorta prim ödemelerini personele sağlanan net menfaat olarak değerlendirmiştir.

TARTIŞMADA SON PERDE

Söz konusu mukteza sonrasında Vergi müfettişleri, vergi inceleme raporları düzenlenmeye başladı. Vergi inceleme raporlarında, işveren tarafından ödenen şahıs sigorta primlerinin işveren tarafından çalışana sağlanan net menfaat olduğu, bu nedenle ödenen net tutarların brütleştirilmek suretiyle vergilendirilmesi gerektiği ve bu tutarların ücretin vergi matrahından indirim konusu yapılamayacağının ifade edildiği görülüyor.

Bu yönde adına vergi inceleme raporu düzenlenen bir mükellefin rapor değerlendirme komisyonu toplantısına katılma fırsatımız oldu. Toplantıda savunma argümanı olarak, 6327 Sayılı Kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 63. maddesinde sadece indirimin üst sınırında bir değişiklik yapıldığı, maddede başka bir değişikliğin söz konusu olmadığı, kaldı ki 256 Seri Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde hizmet erbabı için işveren tarafından sigorta şirketine ödenen ve/veya hizmet erbabının ücretinden kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilen sigorta priminin, ücretin vergi matrahının tayininde indirim olarak dikkate alınabileceğinin ifade edildiği, söz konusu Tebliğ’in hala yürürlükte olduğu, kanunda ve tebliğde bir değişiklik olmadan, uzun yıllardır var olan bir uygulamanın, sadece sirkülerde bir cümleye yer verilmediği gerekçesiyle sonlandırılmasının doğru olmayacağı konuları gündeme getirildi.

Rapor değerlendirme komisyonları, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar tarafından düzenlenen vergi inceleme raporlarını, vergi kanunları ile bunlara ilişkin Cumhurbaşkanı kararı, yönetmelik, genel tebliğ, sirküler ve özelgelere uygunluğu ile maddi hata ve usul hatası içerip içermediği yönünden değerlendirir. Bu nedenle beklentimiz 256 Seri Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde yer alan düzenlemeye aykırı olan bu vergi inceleme raporunun düzelttirilmesi gerekeceği yönündeydi. Ancak anladığımız kadarıyla Rapor Değerlendirme Komisyonu üyeleri konu ile ilgili orta bir yol bulmuşlar. Henüz nihai vergi inceleme raporu mükellefe ulaşmamış olsa da toplantıda konuşulanlardan, komisyonun, işveren tarafından ödenen şahıs sigortası primlerinin çalışanın o ay için tabi oldukları vergi oranı ve damga vergisi ile brütleştirilmesi ile bulunacak brüt tutarından net sigorta priminin düşülebileceği, brüt ile net tutar arasındaki farkın ise vergiye tabi tutulması gerektiği yönünde bir değerlendirmesi olacağı yönünde bir izlenim aldık.

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz muktezanın son paragrafında, brütleştirilen şahıs sigortası primlerinin, şartları sağlaması durumunda ücretin vergi matrahından düşülebileceğinin ifade edilmiş olması nedeniyle bu değerlendirmenin muktezaya uygun olduğu düşünülüyor. Ayrıca 256 seri No.lu GVK Tebliği’nde, sigorta priminin sigorta şirketine doğrudan ödenmeyip işverenler aracılığıyla ödenmesi halinde hizmet erbabı için işveren tarafından sigorta şirketine ödenen sigorta priminin, ücretin vergi matrahının tayininde indirim olarak dikkate alınabileceği ifade ediliyor ancak bunun usulüne ilişkin bir değerlendirmede bulunulmamış. Net ödenen şahıs sigorta primlerinin ücretin vergi matrahından indirim konusu yapılabileceği ifade edilerek, 256 Seri No.lu GVK Tebliği’nde yer alan düzenlemelere de uygunluğun sağlandığı düşünülüyor.

Her ne kadar teoride mukteza ve tebliğ açıklamalarına uyum sağlanmış gibi görünüyorsa da uygulamanın verginin vergisi talep ediliyor izlenimi bırakacağını düşünüyoruz. Ayrıca bu düzenlemelerin hangi ihtiyaca yönelik çıkarıldığının da iyi değerlendirilmediği kanısındayız. Eğer düzenlemelerin amacı tasarrufların gelişiminde etkisi olan hayat ve sağlık sigortacılığının etkin bir şekilde teşvik edilmesiyse, yukarıdaki değerlendirmelerin buna hizmet etmeyeceği açıktır. Uygulamanın bu yönde ilerlemesi durumunda, şirketler çalışanları adına grup sağlık sigortası satın alma politikalarını tekrar gözden geçirilecektir.”

  
110 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
SİGORTA GÜNDEM
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam175
Toplam Ziyaret1261961
Takvim
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Üyelik Girişi