KORKUT BORATAV: YUNANİSTAN YÖNTEMİ DIŞINDA YAPACAK BİRŞEY KORKUT BORATAV: YUNANİSTAN YÖNTEMİ DIŞINDA YAPACAK BİRŞEY YOK 05.10.2011 02:55 Dolar bugün 1.90 sınırını aşınca piyasalarda da telaş başladı. Ekonomi profesörü, hocaların hocası olarak anılan Korkut Boratav yaşanan gelişmeleri ve geleceğe yönelik ekonomik öngörülerini Odatv’ye değerlendirdi. İşte Boratav’ın açıklamaları: Hükümetin dış dünyayla bağlantısında önemli arızalar var. Bu da esas olarak ekonominin dış dünyaya, özellikle dışarıdan gelen sermaye hareketlerine büyük ölçüde bağımlılığıyla ilgili. Bu bağımlılığın bir boyutu da her kesin bildiği gibi cari açık sorunudur. Yani ekonomi büyük ölçüde dış açık vermeden büyüyemiyor. Üstelik zaman içinde daha fazla ve daha fazla açık vermek zorunda kalıyor, aynı hızla büyüye bilmek için... İşte bu nedenle dış dünyada atmosfer bir parça bozulursa, yani Avrupa ve oradan yayılarak Amerika’da iyimserlik atmosferi birden bire kötüleşirse, bankalar sisteminde gerilimler artarsa, sermaye hareketleri yani dünya ekonomisinin merkezinden çevreye dönük bol likiditenin çevreye bizim gibi ülkelere saçması frenlenecek, bu frenlendiği ortamda da Türkiye çok fazla dış açık veren, çok fazla borç biriktiren bir ülke olduğu için hızla etkilenecek. Şuan da gördüğümüz gerilim bunun yansıması. Yani dış dünya ki bozulma hızla Türkiye’ye de yansıyor. Birçok ülkeye göre daha da hızlı yansıyor. Çünkü; dış açık nedeniyle büyüyebilmek için daha fazla döviz ihtiyacı ve döviz talebi oluşuyor. Bu talep de gelen kaynaktaki daralma halinde döviz piyasalarına yansıyor. Döviz piyasalarında döviz fiyatlarının tırmanması şeklindeki bir tehlike sinyalini bize aktarıyor. YUNANİSTAN YÖNTEMİ DIŞINDA YAPACAK BİRŞEY YOK Hükümetin, Yunanistan’a yaptırılmak istenen talebi kısma yöntemleri dışında yapacağı hiçbir şey yok. Yani talebi çok fazla kısarsa, o zaman dış açık daralır, ortadan tamamen kalkmaz ama daralır, döviz talebi de bir miktar hafiflemiş olur. Birincisi bu… İkincisi bir alternatif, ki onu sıkıntılı zamanlarda değil, rahat zamanlarda yapması gerekirdi. Doğrudan doğruya dış dünyadan gelen kaynak akımlarına kontrol ve frenleme getirmesi lazım. Ama bunu da yapamıyor çünkü büyüyebilmek için dış kaynağa ihtiyacı var ekonominin yapısı aşırı boyutlarda ithalata bağımlı oldu. Bu nedenle büyüye bilmek için o kaynağı bulmak lazım. Eğer büyümekten vazgeçerse, özellikle maliye politikasında çok hızlı daralmalara giderse bu iş çözülür. Aksi halde bırakacak ve şöyle diyecek: “İnşallah kısa zamanda geçer bu gerilimli ortam, dışarıdan gelen kaynaklardaki tıkanma son bulur biz de rahatlarız.” Aksi halde yapacağı hiçbir şey yok. Avrupa’daki ülkelerin krizlerle karşılaşmamasının bir güvencesi var. Bu ülkeler ulusal paralarını terk ettiler, EURO’ya bağladılar kendilerini, bu yüzden döviz kurunda oynama yapamıyorlar ve borçları üzerinde operasyon yapamıyorlar çünkü kendi paralarını basamıyorlar. Bu nedenle o seçenek de var ama biraz daha rahatız onlara göre. Bir kriz gelirse 2001’de olduğu gibi 2008 ve 2009’da olduğu gibi dövizler pahalanıyor bir ölçüde kendi kendini frenleyen yöntemler düşünülüyor. Biz onlar kadar kötü değiliz, çünkü ulusal paramız ve biraz daha fazla seçenekler var önümüzde… Tabii bu seçeneklerin kullanılıp kullanılmadığını göreceğiz önümüzdeki süreçte. Dünya ekonomisindeki gidişata büyük ölçüde bağlı Türkiye’nin durumu. Şuan da Avrupa’dan başlayan büyük problemler, uluslar arası gerilimler daha da artarsa, Türkiye 2008-2009 yılında gördüğümüz gibi milli gelirin durgunlaşması ve küçülmelerle karşılaşacak. Finansal krize dönüşür mü, bankalar büyük problemlerle karşılaşırlar mı bunu öngöremeyiz ama önce durgunlaşma sonra küçülme gündeme gelir. Ama Batı çok ciddi bir operasyonla kendi krizini çabuk atlatırlarsa, biz de ağır aksak devam ederiz ama Türkiye en iyimser tarifiyle durgunlaşmanın arifesinde… Odatv.com |
2081 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |