Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür, Ve Bir Orman Gibi Kardeşçesine...

Misak-i Milli içinde...

Site Menüsü
Saat
Site Haritası
ANORMALİN NORMALLEŞMESİ

CÜNEYT ÜLSEVER: ANORMALİN NORMALLEŞMESİ

CÜNEYT ÜLSEVER: ANORMALİN NORMALLEŞMESİ 
 

26.07.2011 17:06


Bir ülkenin başına gelebilecek en kötü şeylerden birisi anormalin normalleşmesidir. Tabii ki savaş da kötüdür, deprem de, ekonomik kriz de, salgın hastalık da...

 Ancak, bunların hepsi belirti gösterir. Kendisini açık seçik hissettirir. Bertaraf edilmesi için herkes topyekün savaş verir. Zira hakkında toplumsal mutabakat vardır.

 Anormalliğin normalleşmesi ise tıpkı kanser gibidir. Sinsidir. Gerçektir ama uzun süre hissedilmez, hatta fark edilmez. Fark edilse bile üzerinde durulmaz.

Zaten fark edildikten sonra, tıpkı kanser hastalığı gibi, iş işten geçmiştir. 

Otokrasi almış başını gitmiştir.

                                  ***

 Hükümete muhalefet yaptığı için gazetesinden kovulan gazeteciye eşi dostu, önce içten üzüntülerini bildirdikten sonra:

 “Ama sen de havayı hiç koklamadın be birader!”, dediğinde anormallik çoktan normalleşmiştir.

                                  ***

 Milli Eğitim Bakanı olduğunda intihal yaptığı, yüz kızartıcı suçu nedeni ile tüm akademik ünvanları alındığı hatırlatılan Ömer Dinçer 6 yılın ardından suçu bir Ergenekon generali üzerine atmayı akıl ettiğinde, bu “savunmayı” büyük puntolarla gören gazete Dinçer hakkındaki YÖK kararının gerekçelerini hatırlatmadan, sadece Dinçer’in söylediklerini yayınlıyorsa ve buna kimse tepki vermiyorsa, bu durum anormalliğin normalleşmesidir.

 Halbuki, Dinçer’in suçu sabittir. (Ortak) yazdığı ve arakladığı 2 kitap yan yana konulduğunda görülmektedir ki; Dinçer’in yazdığı kitaptaki çok ama çok sayıda cümle diğer kitaptakinin tıpkısının aynısıdır. Cümleleri arakladığı kitap yazdığı kitaptan evvel basıldığına göre, Ömer Dinçer’in intihal yaptığı barizdir. Zaten bu doğrultuda 1 değil, 3 rapor vardır.

 Gazete bunları tamamen görmezden gelerek, sadece Dinçer’in kendisini savunmak için her derde deva Ergenekon’u suçlamasını yazıyorsa, anormallik normalleşmiştir.

 Dinçer “ayrıca YÖK beni affetti, ünvanlarımı geri verdi”,derken ona hakkında yargı kararı olduğu, yargı bir düzeltme yapmadan ünvanlarını geri alamayacağı hatırlatılmıyorsa, bu durum da anormalliğin normalleşmesinin daniskasıdır.

                                  ***

 Türk basınında en vahim anormalin normalleşmesi vakalarından birisi merkez basının hızla yandaş basına dönüşmesidir. Ancak, daha da vahimi vardır.

 Artık basın kimseden komut almadan kendisine güçlü bir sansür uygulamaktadır!

 “Ne yapalım kardeşim, derdimiz geçim!”

 İşte en vahim anormalin normalleşmesi cümlesi budur.

                                   ***

 İnsanların neyle suçlandıklarını bilmeden yıllarca hapis yatması normalleşti.

 Basılmayan kitapların hapse düşmesi normalleşti.

 Her şehidin arkasında TSK’nın suçlanması normalleşti.

 “İçeride yatan muvazzaf general sayısı mı fazla, yoksa dışarıdakiler mi?” Bu sorunun cevabının karıştırılması da normalleşti.

 Şimdi polisin askerleşmesi normalleşiyor.

                                  ***

 Futbolda şike iddiları da habire normalleşiyor!

 Ergenekon-Balyoz gibi davalarlarda soruşturma safhasında gizli kalması gereken iddiaların ve onlara mesnet teşkil eden “delillerin” kamuya ifşa edilmesine bir zamanlar yandaş basın aracılık eder, bu durum merkez basın tarafından ağır eleştirilirdi. Önce candaşlaşan merkez basın, şimdi de yandaş basın olmaya soyunurken, bu sefer futbolda şike ile ilgili gizli kalması gereken iddia ve “bilgiler” eski merkez basın tarafından çarşaf çarşaf yayınlanıyor.

 Önce savcıların gizli soruşturmaları basına sızdırması normalleşti, şimdi tüm basının, egemen olanın işine geldiği şekilde, gizli soruşturmaları yayınlaması normalleşiyor.

                                  ***

 19 maçta şike yapıldığı iddiasına rağmen sadece 3-5 futbolcunun savcılığa çağrılmasının sorgulanmaması normal.

 5-6 maçın sonucunun önden bilindiği iddiasına karşılık “ne malum, hani ispatı?” diye sormak yerine, bu iddiayı baştan doğru saymak normal!

 “Madem şikeyi önden tespit ediyordunuz,neden suç oluşmadan müdahale etmediniz?”, diye sormamak da normal.

 Bir haber programında aynen yaşandığı gibi:

 “Neden Aziz Yıldırım tutuklu yargılanıyor?” sorusuna bir türlü cevap bulunamayınca etkin ve yetkin futbol yorumcularının “canım muhakkak savcının bir bildiği vardır”,diyerek kulp bulmaları da artık normal!

 Hukukda “masumiyet karinesinin” hiçe sayılması, “özgürlüğün esas tutukluluğun istisna” olduğunun unutulması da normal!

 İddialarını güçlü gerekçelerle savunamayınca tutuklu bir insan hakkında “esasında davanın sonucunu beklemek lazım!” diyerek tartışmadan sıyrılmaya kalkmanın özünde “üç-beş yıl içeride yatsa ne olur ki!” anlamına geldiğini bilmezden gelmek de artık normal!

                                  ***

 Bugünlerde havalar anormal sıcak, bu durum bir süre devam edecekmiş. Merak etmeyin, anormal havalar da bir süre sonra normal gelmeye başlar!

Dr. Cüneyt Ülsever

Odatv.com

  
2342 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
SİGORTA GÜNDEM
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam62
Toplam Ziyaret1262043
Takvim
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.425434.5633
Euro36.250536.3957
Üyelik Girişi