Geçtiğimiz günlerde iki tane liste açıklandı. Bunlar İSO'nu hazırladığı “Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu” ve Fortune Türkiye Dergisi’nin hazırladığı “Fortune 500 Türkiye” listeleri idi.
Bu listeler incelendiğinde ortaya çıkan en net gösterge şirketlerin net karlarının düşüşü oldu. Buna sebep de geçtiğimiz yıl yaşanan kur ve faiz artışları şirketlerin bilançolarında ciddi bozulmaya sebep olması gösterildi.
Vatan ekonomi yazarı Ali Ağaoğlu, bu iki listeyi inceledi ve şirketlere bir çağrıda bulundu. "İyi bir finansçı bulun'... İşte Ağaoğlu'nun bu analizi paylaştığı köşe yazısı;
Ard arda iki önemli liste açıklandı. İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) hazırladığı “Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu” ve Fortune Türkiye Dergisi’nin her yıl hazırladığı; holding ve finans kesimi dışındaki; Türkiye’nin en büyük 500 şirketinin yer aldığı “Fortune 500 Türkiye” listeleri.
Listelerin yapıları farklı olsa da her ikisinde de ortak olan bir nokta var ki ekonomimizdeki “açmazı” çok net ortaya koyuyor. Bu konuya geçmeden önce; her iki listeye bakıldığında ekonomimizin yüzde 4 büyüdüğü 2013’te büyük şirketlerimizin satışları yüzde 7’nin biraz üzerinde (Fortune 500 yüzde 7.7, İSO yüzde 7.4) arttığı görülüyor. Faaliyet kârları da yüzde 25’ler civarında (Fortune 500 yüzde 25.3, İSO yüzde 24) artış göstermiş.
Asıl çarpıcı olan net kârlarındaki düşüş. Fortune 500 şirketlerinin net kârları 2012 yılına göre yüzde 13.2 azalırken, İSO’daki sanayi şirketlerinin net kârları yüzde 8.5 düşmüş. “Açmaz” da burada zaten. Şirketlerimiz satışlarını ve asıl faaliyet alanından elde ettikleri kârlarını arttırırken, net kârları düşüyor.Sebebi çok basit: Finansman giderlerindeki artış! Geçtiğimiz yıl yaşanan kur ve faiz artışları şirketlerin bilançolarında ciddi bozulmaya sebep olmuş durumda. Gerçi 2012’daki kur ve faiz düşüşlerinden de beklemedikleri oranda fayda sağlamışlardı.
Son cümledeki kritik kelime “beklemedikleri” idi. Kur ve faiz düşerken “beklemedikleri kâr”, düşerken de “beklemedikleri zarar” yazıyorlar. Halbuki şirketlerimiz kendi faaliyet alanlarında başarılılar. Ancak rakamların ortaya koyduğu kadarıyla finansman yönetimlerinde o kadar da başarılı değiller. Bu durumu İSO Başkanı Erdal Bahçıvan konuşmasında “Kendi faaliyet alanlarında başarılı bir performans sergileyen sanayi şirketlerimizin, finansman sağlama ve kullanmada aynı başarıyı sergileyememesi üzüntü vericidir” şeklinde dile getirmiş.
İSO’nun verilerine göre 2004 yılında sanayi şirketlerinin borç/özkaynak oranı yüzde 83.5’deyken, geçtiğimiz yıl içinde bu oran yüzde 132.4e yükselmiş. Kamunun altyapı işini özel sektöre devrettiği bir döneme denk gelen bu artışın, şirketlerimiz tarafından çok daha başarılı yönetilmediği ortada. Asıl faaliyetlerinden elde ettikleri kârlarını finansmandaki kötü yönetim nedeniyle ‘ele güne’ kaptırıyorlar. Adeta “saldım çayıra, mevlâm kayıra” gibi bir durum var.
Bu nedenle diyorum ki şirketlere artık “iyi finansçılar” lâzım. Küresel gelişmeleri izleyen, modern finansman araçlarını tanıyan, tanımakla kalmayıp kendi şirketinin ihtiyaçlarına uygun olanlarını kullanan, risk yönetiminden haberdar, “hedging araçlarını” günlük hayatının bir parçası haline getirmiş olan finans yöneticilerine ihtiyaç var!
Tarlada bir sezonda yetişmiyorlar ama hadi bu yöneticileri bulduk diyelim. Bu yetmiyor! Patronlarımız da “kur spekülasyonunu” seviyorlar. Onlar da artık bu tehlikeyi anlayıp, buldukları “iyi finansçılarını” biraz daha fazla dinleseler, daha kârlı çıkacaklar.