Erol Anar
İktidar sahibi olmak, saraylarda saltanat yaşamak çoğu insanın gözlerini kamaştırır ve sonuçta kişi kendisine, içinden çıktığı topluma yabancılaşır. Bir ilçe belediye başkanı bile kendi çevresinde bir kral gibi saltanat sürer ve iki dudağının arasından çıkan anında belediyede yerine getirilir. İktidar sahibi olmak, bir büyüye kapılmak ve en basit gerçekleri göremeyecek kadar kör olmaktır kimi zaman. Bir koruma ordusunun arasında kendi halkınızdan korkarak yaşarsınız. İşte Latin Amerika’da iktidarın verdiği gücün büyüsüne hiç kapılmayan ve saltanat sürmeden görevini sürdüren az sayıda insanlar da var.
Eski gerilla, şimdiki Uruguay Devlet Başkanı Pepe Mujica, hâlâ eski evinde yaşıyor. Ve devlet başkanlığı çalışmalarını da genelde buradan yürütüyor. Bakkaldan ekmeğini ve kasaptan etini kendisi alıyor; yemeklerini de eşiyle birlikte yapıyorlar. Başkan bulaşıkları da kendisi yıkıyor. Devlet başkanı olduktan sonra mütevazi yaşamı hiç değişmedi. Mujica bu özellikleriyle Latin Amerika medyasının ilgisini de çekiyor. Çünkü bu konuda Latin Amerika’da neredeyse tek örnek.
Başkan, asıl adı José Alberto Mujica Cordano olan, ancak halk arasında Pepe Mujica olarak tanınan çiftçi kökenli bir insan.
Mujica kendisi ile ilgili şunları söylüyor: “Benim yaşam stilim kendi hayatımdaki evrimi yaşamaktır. Hayatım boyunca eşitlik için mücadele ettim. İnsanlar aslında para ile satın almıyorlar, zamanlarını harcayarak satın alıyorlar. Çünkü zamanlarını, bu paraya sahip olmak için harcıyorlar.”
Mujica, 40 yıldan fazladır evli olduğu eşiyle mütevazi evinde yaşıyor ve başkan seçildikten sonra yaşamında en küçük ayrıcalıklı bir değişiklik olmadı. Mujica’nın eski model bir kaplumbağa tipi wolkswagen arabası var ve maaşının yüzde 90’ını da yoksullara dağıtıyor. Bu özelliği ile, dünyanın en yoksul başkanı olarak biliniyor. Maaşı 12.500 dolar olan Başkan, sadece 1250 dolar ile yaşıyor ve bunun dışındaki tüm parayı dağıtıyor. Ayrıca bir koruma ordusu ile de gezmiyor.
78 yaşındaki eski Tupamaro gerillasi olan Mujica, 14 yıl hapis yatmıştı.