Tarımın saklan(a)maz çöküşü Tarımın saklan(a)maz çöküşühttp://www.odatv.com/n.php?n=tarimin-saklana-maz-cokusu--1001131200 10.01.2013 01:30 Tarım beslenmemizden sağlığımıza ,ekonomiden dış güvenliğe değin her konu ile bağlantılı. Bu açıdan en az çiftçiler kadar kentlileri de ilgilendiriyor.Birbirini izleyen iki yazımda,bu bağlamda üretim ve ekonomi- politik açılardan Tarım’ın 2012 Bilançosu’nu irdeleyeceğim. HAYVANSAL ÜRETİM 1- Hayvansal üretimde dayanılmaz çöküş, geçen yıl olduğu üzere bu yıl da artarak devam etti.Et ve parakende süt fiyatları artış hızını kesmedi. Çiftçi para kazanamadığı gibi tüketicilerde pahalı tüketmeye devam etti. 2- Siyasi iktidar, iç piyasayı terbiye etmek amacıyla başta canlı hayvan olmak üzere kemikli et ve hayvansal ürünler ithalatına sonuna kadar kapı açtı. Gümrük duvarlarını neredeyse sıfırladı. Ve kaba yem sıkıntısına çözüm bulmak için yine tarihinde ilk kez saman ithal etti. TÜİK’in bildirişine göre,2012 yılı Ocak-Kasım aylarını kapsamak üzere 2.165.157 bin TL’lık canlı hayvan ,861.868 bin TL’lık Et ve Ürünleri olmak üzere toplam 3.027.025 bin TL’lık ithal yapıldı. 3-Bu yıl anılan olumsuzluğa kaba yem sıkıntısı da eklendi. Yonca fiyatları yüzde 100’ün,saman fiyatları yüzde 300’ün üstünde bir artış gösterdi.Kimi yetkililer bu sonucu, yağışların yetersizliğine bağlıyorlar.Aslında ortaya çıkan sonucu,iklime bağlamak kolaycılık.Arkasında yatan neden,uygulanan tarım politikaları yüzünden dikkate alınacak miktarda tarım toprakların ekilemediğini ve kaba yem sıkıntısından yarar sağlayan iç ve dış spekülatif çıkar gruplarının olduğunu görmek ve söylemek gerekiyor.Bildirişlere göre,çiftçiler 3.3 milyon hektar tarla arazisi işlemekten vazgeçmişlerdir. Kaba yem sıkıntısına düşen çiftçiler,bir yıl öncesi 6000-7000 TL’ye aldıkları hayvanları 2000-3000TL’ye ellerinden çıkarmak zorunda kaldılar,kalıyorlar. 4- İthalattan, ithalat lobileri ve bu amaca yönelik olarak kurdurulmuş şirketler, merkez ülkelerin firmaları ve biraz da çiftçileri yarar sağladı ve sağlamaya devam edecek.Kimler kaybetti ve kaybetmeye devam edecek? İthalattan, küçük ve orta ölçekli işletmeler kaybedecek ve kaybetmeye devam edecek. Son zamanlarda bunlara, seslerini çıkaran büyük işletmeler de eklenmeye başladı. 5-Siyasi iktidar, ithalat dışında neler yaptı? Ziraat Bankası aracılığıyla başlattığı hayvancılık yatırımları için sıfır faizli kredi uygulamasını kısmen sürdürdü. Uygulamada ortaya çıkan görünüm ise şunlar oldu; Birincisi, kredi uygulaması büyük işletmelerin kurulması doğrultusunda şekillendi. İkincisi kredilere sektörün içinden çok, daha önce hiç hayvanla tanışmamış girişimciler hücum etti. Üçüncüsü, yurt içinde yeteri ölçüde hayvan bulamayanlar ithalat yoluyla gereksinmeleri gidermeye yöneldiler. 6-2012 yılı hayvan hastalıkları açısından da iyi geçmedi. Örneğin bir süre şap hastalığının yaygınlaşması üzerine hayvan pazarları kapandı. Anadolu, Trakya yakasına hayvan geçişleri yasaklanmadı mı? 7-2012 yılı sona ererken Gıda ,Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’den bir açıklama daha geldi; “Et ve süt piyasası için müdahale kurumu oluşturulacak. Bakanlar Kuruluna sunulmak için hazır hale geldi. EBK’ya sütü de ilave ederek piyasaya müdahale edecek, üretici ve tüketici adına fiyat dengesi yaratacak bir kurum kuracağız.” Üretici ve tüketici açısından olumlu sayılabilecek bu düzenlemenin , üretimin büyük bir çoğunluğunu oluşturan küçük ve orta ölçekli çiftçilerin ekonomik olarak örgütlenmesiyle ele alınması durumunda işe yarayabileceğini belirtmek gerekiyor. BİTKİSEL ÜRETİM 1-2012 yılında da başta buğday olmak üzere, yağlık bitkilerde, bakliyatta, yem ham maddesi olan tahıllarda önemli düşüşler yaşandı. Örneğin, 2011 yılında 21 milyon 800bin ton olan buğday üretiminin 2012 yılında 17 milyon ton civarında gerçekleşti. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri, buğday ile ilgili bir sorunsalın olmadığını belirttiler, ancak Toprak Mahsulleri Ofisi’ne buğday ithali için görev verildi. TÜİK’in rakamlarına göre;2012 yılı Ocak-Ekim aylarını kapsayan süreç içinde Türkiye,3.148 bin ton buğday,652 bin ton mısır,200 bin ton çeltik,662 bin ton ayçiçeği ve 967 bin ton soya ithal etti. Son 10 yıllık dönemin rakamlarına gelince;21 milyon ton buğday ithalatı yapılarak karşılığında 6 milyar dolar ödenmiştir. Mısırda 8 milyon tonluk ithalatın karşılığı 1,7 milyar dolar olmuştur. İthal edilen 2,8 milyon ton çeltiğin bedeli ise yaklaşık 1,2 milyar dolardır. 2-2012 yılının ilk dokuz ayında da 492 bin ton pamuk ithal edildi.Pamukta yıllık ithalat 1,5 milyar doların üzerindedir. 1980’lere kadar pamuk ihracatçısı olan Türkiye, kullandığı pamuğun yarısını ithal eder hale gelmiştir. Aynı dönemde ithal edilen 7 milyon ton pamuğa ödenen döviz yaklaşık 11 milyar dolardır. 3-2012 yılında bitkisel yağ ithalatına 3 milyar 250 milyon para ödendi.Son 10 yılda ise,yağlı tohum, ham yağ ve küspe ithalatı için ödenen bedel 18 milyar doları geçmiştir. 4-Tohumculukta dışa bağımlılık 2012 yılında da devam etti. İthalata bağımlılık oranı standart sebzede yüzde 45’e, çim bitkilerinde yüzde 60’a, hibrit sebze tohumluğunda ise yüzde 80’e ulaşmaktadır. Bu bağlamda,Tohumluk piyasasına yabancılar egemen oldu.Özel tohumculuk şirketlerinin hibrit mısır, hibrit ayçiçeği, patates ve sebze tohumlukları tedarikindeki payı yüzde 100’e ulaşmaktadır. 5-2012 yılında da “Bitki Koruma İlaçları Pazarı”’nın üç şirket tarafından denetimi sürmüştür.Bilindiği üzere,Türkiye’de bitki koruma ilaçları sektörü aktif madde açısından dışa bağımlıdır ve imalatta kullanılan girdilerin yüzde 90’ı ithal edilmektedir. Prof.Dr.Mustafa Kaymakçı Odatv.com |
2337 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |