Gazeteciler özgür basın için yürüdü Gazeteci Ahmet Şık ve Nedim Şener’in önceki hafta Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmasından sonra dün basın mensupları son yılların en geniş katılımlı protesto eylemini gerçekleştirdi. Yaklaşık 5 bin kişi Şık ve Şener ile diğer tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
CHP’liler de katıldı Basın meslek örgütlerinin oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun (GÖP) çağrısı üzerine 1000’e yakın gazeteci dün saat 12.00’de Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Gazetecilere, tüm ilçe örgütleriyle birlikte eyleme katılan CHP’nin yanı sıra TKP ve ÖDP ile ‘Sıra Kimde Platformu’ üyeleri de destek verdi. Böylece yürüyüşçülerin sayısı 5 bini geçti.
CHP milletvekilleri Mehmet Sevigen ve Çetin Soysal, CHP Parti Meclisi Üyesi Ercan Karakaş, BDP Milletvekili Akın Birdal, sanatçı Arif Sağ, aralarında Sedat Ergin, Yılmaz Özdil, Ahmet Hakan, Kanat Atkaya, Uğur Dündar, Yalçın Bayer, Leyla Umar, Tufan Türenç ve Oktay Ekşi’nin de bulunduğu çok sayıda gazeteci de yürüyüşçüler arasındaydı.
Topluluk, “Gazetecilere özgürlük, hemen şimdi” yazılı pankartlar taşıyarak, “Özgür basın, özgür toplum”, “Ahmet, Nedim onurumuzdur”, “Çeteler dışarıda gazeteciler içeride” sloganları atarak, Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti.
Esnaftan müzikli destek Üzerlerinde gazete manşetleri, ellerinde zincirler ve tutuklu gazetecilerin resimleri, ağızlarında siyah bantlar bulunan grup üyelerine, güzergâh üzerindeki esnaf, yaptığı müzik yayınlarıyla destek verirken, CHP Beyoğlu İlçe Teşkilatı’ndan da konfetiler atıldı. Gazeteci Uğur Dündar ve Tufan Türenç en önde yürüdü.
‘Bağımsız ve tarafsız’ Grubun Taksim Meydanı’na ulaşmasıyla 92 meslek örgütünün oluşturduğu GÖP adına Dönem Başkanı Ercan İpekçi açıklama yaptı. İpekçi, gazetecilerin yargılanmaktan ve tutuklanmaktan korkmadıklarını, halkın sesinin kısılmasından, bilgi edinme hakkının engellenmesinden endişe duydukları için sokaklarda haykırdıklarını belirtti. İpekçi, “Yargısız infazlara, hakaretlere, yalan ve iftiralarla değil, doğrulara, gerçeklere, bağımsız ve tarafsız yayıncılığa özgürlük istiyoruz” dedi.
İmkânsız kombinasyon Kamuoyu vicdanı bu işi kabul etmedi. Onun için de bu eylem gerçek hayatta bir araya gelmesi imkânsız kombinasyonları sahaya döktü. Sanırım bu eylem giderek Cumartesi Annelerinden mülhem ‘cumartesi gazetecileri’ne dönüşecek. Hem de ortada bir organizasyon olmadan dönüşecek.
Yazmak, konuşmak ve düşünmeyi bırakmak Gazetecileri iki haftadır sokağa döken saikin ne olduğu çok açık. Etkili ve yetkililer ne derlerse desinler, Ahmet ve Nedim’in yaptıkları haberler, yazdıkları yazılar ya da kitaplar nedeniyle tutuklandığına Galatasaray’da toplanıp Taksim’e kadar yürüyen ve yürüyüş sırasında çevreden destek verenlerin hiçbir kuşkusu yok. Anlaşıldı ki, yazan, çizen, düşünen ve konuşan herkesin üzerindeki tehdit çok büyük ve bıçağın kemiğe dayandığı noktadayız. Dahası, gösterilen tepki, tehdidin büyüklüğü karşısında az bile.
Pek çok gazeteci arkadaşım bundan sonra hangi haberin, hangi yazının önüne ne tür engeller konulacağı konusunda derin kuşkular içinde. Bugün düşülecek en kötü durum, herhalde yazmaktan, konuşmaktan, düşünmekten vazgeçmek ya da ‘Başıma bir şey gelir’ korkusuyla kendi kendini sansürlemek olurdu.
Bu nedenle, sürekli işletilen yalan makinesine karşı da yürüyüş sırasında mesajımızı açıkça ortaya koyduk sanıyorum: “Gerçeğin üzerinin örtülmesine asla izin vermeyiz!”
Yürüyüş sonrasında bu tepkinin saman alevi gibi bir anda yanıp sönmemesi için, bundan sonra yapacaklarımızı da konuştuk. Sansürcülere ve zihniyet polislerine kötü bir haberimiz var: Mesleğimize yönelen bu büyük tehdit karşısında geri adım atmamakta çok kararlıyız. Ahmet’in ve Nedim’in atıldıkları cezaevinden çıkıp yeniden yazmaları için elimizden geleni yapacağız. Çünkü gazeteciye yazma demekle fırıncıya ekmek yapma demek arasında herhangi bir fark yok. Ekmek ya da haber yoksa toplum aç kalır. Olan biten bu kadar basit aslında.
‘Kobe’yi de içeri alırlar diye’ Bilmiyorum, dün Ahmet’i ve Nedim’i ilk kez güneşe çıkardılar mı ama belki de bu yılın ‘ilk’ en güneşli gününde çok sayıda gazetecinin yanı sıra meseleye ‘duyarlı’ insan, onlara destek amacıyla Galatasaray Lisesi’nin önündeydi. Yürüyüş nedeni hüzünlüydü ama topluluk renkli ve espriliydi. Mesela eski Radikalcilerden Kaan Kural, sabaha kadar maç anlatan bir grup NBA yorumcusuyla birlikte (İsmail Şenol ve Caner Eler) alandaydı. Kaan, topluluğun içine katılır katılmaz gerekçesini söyledi: “Abi, Kobe Bryant’ı da içeri alırlar diye geldim.” Umarım bu türden eski dostları yeniden buluşturan etkinlikler sürer ama bir araya gelişimiz Hrant Dink’in katledilişi, gazetecilerin akıl mantık dışı gerekçelerle içeri alınışı gibi nedenlerden olmaz. Ayrıca Radikal, görev başında olanlar dışında tam kadro yürüyüşteydi. Yazarımız Sırrı Süreyya Önder, ‘yoklama’yı alıp meseleyi özetledi: “Aferin Radikal’e, Akif Beki hariç hepimiz buradayız.” Boyun eğme, eğiyorsan gazeteciyim demeGazetecilere Özgürlük Platformu’nun öncülüğünde Taksim Meydanı’nda toplanan 2 bin gazeteci, gazetecilerin gözaltına alınmasını protesto etti. Ankara’da kalemler kırıldı
Burak KARA/VATAN HABER MERKEZİ
Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da bulunduğu son gözaltılara tepki yağdı. Gazeteciler İstanbul ve Ankara’da protesto gösterileri düzenledi. Taksim Meydanı’nda toplanan yaklaşık 2 bin gazeteciye İşçi Partisi üyeleri de destek verdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi’nin ön sırada yer aldığı gazeteci korteji Taksim’den Galatasaray Lisesi önüne kadar yürüdü. Gazeteciler, “Ergenekon’u böyle öğretemezsiniz” pankartı ve “Bugün Ahmet, Nedim; yarın kim?”, “60 gazeteci cezaevinde”, “2 bin gazeteci yargılanıyor”, “4 bin gazeteci sorgulanıyor”, “Gazeteciysen boyun eğmeyeceksin, boyun eğiyorsan gazeteciyim demeyeceksin”, “Gazetecilere özgürlük”, “Özgür basın herkese lazım”, “Türkiye basın özgürlüğünde 138. ülke” yazılı dövizler taşıdı. Grup, “Susma Sustukça sıra sana gelecek”, “Nedim, Ahmet Onurumuzdur” şeklinde sloganlar attı.
Önce birer birer, şimdi onar
Galatasaray Lisesi önünde 25’i ulusal, 60’ı yerel 85 meslek örgütünün oluşturduğu “Gazetecilere Özgürlük Platformu” adına bir açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Ercan İpekçi “Gazeteciler önce birer birer, sonra beşer beşer ve nihayet onar onar gözaltına alınmasaydı, onların meslektaşları bugün İstanbul’da ve Ankara’da meydanlara çıkıp özgür ve bağımsız habercilik ilkelerinden taviz vermeyeceklerini haykırmak zorunda kalmazlardı. Yargıya güvenimiz elbette sonsuzdur ama gazetecilere yönelik bu kadar haksız suçlamalarla muhatap olmasaydık, yargılamalar bu kadar uzun sürmeseydi, tutuklamaların yargısız infaza dönüştürüldüğü gerçeğiyle yüzleşmek zorunda da kalmazdık” diye konuştu.
Kalemler kırıldı, ağızlar bantlandı
Ankara’daki protesto gösterisi, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Çağdaş Gazeteciler Derneği ve gazetecilik örgütlerinin oluşturduğu G-9 platformu tarafından düzenlendi. Protestoya çoğunluğu basın mensubu 5 yüzü aşkın kişi destek verdi. Kızılay YKM önünde toplanan gazeteciler üzerinde “İleri demokrasi ile gurur duyuyoruz. ABD’den özgür basınımız var”, “Tutuklu gazeteci: 61, Yargılanan gazeteci: 2 bin, Gazetecilere açılan soruşma: 4 bin” yazılı pankartlarla Adalet Bakanlığı’na yürüdü. Yürüyü∫ sırasında, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “özgür basın susturulamaz” ∫eklinde sloganlar atan gazeteciler, tepkilerini ağızlarına siyah bant yapı∫tırarak ortaya koydu. ÇGD Ba∫kanı Ahmet Abakay’ın yanısıra, gazeteci Can Dündar da tepkisini ağzlarını kapatarak gösterdi.
BAŞBAKAN YARDIMCISI BÜLENT ARINÇ
‘Beraat etmelerini arzu ederim’
“Gazeteciler, yazdıklarından, dolayı suçlanmamalılar, dava açılmamalı, mahkum olmamalılar. Basın özgürlüğü demokrasinin gücü, halkımızın gücüdür. Nedim Şener’i tanırım. Geçen yıl ödül aldığında arayıp tebrik ettim. Şener, araştırmacı gazetecilikte yetkindir. Eğer başka suçlarla ilintili olarak bir soruşturma yapılıyorsa, herkes gibi soruşturmanın bir an önce sonuçlanmasını ve nihayetinde bu arkadaşlarımızın serbest kalmasını, hatta dava açılacaksa beraat etmelerini arzu ederim.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI NİHAT ERGÜN
‘İnsanlar kitap yazdığı için alınmaz’
“İnsanlar ne kitap yazdığı için ne hükümeti eleştirdikleri, hükümet karşıtı söylemlerde bulundukları için gözaltına alınmazlar . Savcıların hangi nedenle bir gözaltı kararı aldıklarını bilmiyoruz. Çünkü soruşturma gizli. Kim hangi ön delillere dayanarak gözaltı işlemine tabi tutulmuştur, bilinmeden yapılan yorumlar bence eksik olur. Biz de üzülüyoruz, kimsenin mahkemeye düşmesini istemeyiz.” Gazetecilere Özgürlük Platformu Basın Özgürlüğü İçin Yürüdü 04.03.2011 18:18 http://www.dha.com.tr/gazetecilere-ozgurluk-platformu-basin-ozgurlugu-icin-yurudu--haber_146147.html BASIN BÜLTENİDİR. Cezaevlerinde tutuklu 61 gazetecinin serbest bırakılması 2000 gazeteci hakkında sürdürülen yargılamanın 4000 gazeteci hakkında sürdürülen soruşturmalara karşı bir araya gelen 85 basın meslek örgütünün oluşturduğu Gazetecilere Özgürlük Platformu bugün Taksim’de bir eylem yaptı. Taksim’de buluşan binlerce gazeteci Tünel’e doğru yürüyerek tepkilerini dile getirdi.
TGC Bizim Gazete Meslektaşlarının Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmasını protesto eden gazeteciler, İstanbul’da ‘gazetecilere özgürlük’ diye haykırdı.
Ergenekon soruşturması kapsamında önceki gün gözaltına alınan 9 gazeteci için binlerce kişi İstanbul Taksim’de bir araya gelerek, ‘gazetecilere özgürlük’ diye haykırdı. TGC’nin de içinde yer aldığı, 85 basın meslek örgütünün oluşturduğu, Gazetecilere Özgürlük Platformu öncülüğünde binlerce gazeteci, Taksim Meydanı’nda toplandı
Gözaltına alınan gazeteciler için Galatasaray Lisesi’nin önüne kadar sloganlar eşliğinde yürüyen grup, yürüyüş sırasında ‘özgür basın herkese lazım’, ‘cezaevinde gazeteci istemiyoruz’, ‘sansüre baskıya, baskına hayır’, ‘4 bin gazeteci soruşturuluyor’, ‘gazetecilere özgürlük’ dövizleri taşıdı
Gazetecilere Özgürlük Platformu adına dönem başkanı ve aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi Galatasaray Meydanı’nda bir basın açıklaması yaparak, “Bazı bakanların ileri sürdüğü gibi Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü ABD ile kıyaslanamayacak kadar ileri düzeyde olsaydı eğer, 85 meslek örgütü bir araya gelerek, Gazetecilere Özgürlük Platformu kurma ihtiyacı duymazlardı’’ dedi.
Bugün itibariyle 54’ü tutuklu, 7’si hükümlü toplam 61 gazetecinin cezaevlerinde olduğunun altını çizen İpekçi, ‘’2009 yılının başından bugüne kadar, halen cezaevinde bulunan gazetecilerle birlikte toplam 88 gazeteci cezaevi koşullarını gördü. Buna dün gözaltına alınan 9 gazeteci dahil değildir. Bu uygulamalar, basın ve ifade özgürlüğünün açıkça ihlali anlamına gelmektedir’’ diye konuştu.
‘’SUSMAYACAĞIZ’’
Gazeteciler üzerinde yaratılan baskı, korku ve sindirme ortamını ortadan kaldıracak köklü değişiklikler talep ettiklerini söyleyen İpekçi, ‘’Bu beklentilerimiz karşılanana kadar, halkın haber alma hakkı için görevimizi en iyi biçimde yerine getirmekten vazgeçmeyeceğimizi, susmayacağımızı, korkmadığımızı bir kez daha ilan ediyoruz’’ diyerek sözlerine son verdi.
GAZETECİLER YÜRÜDÜ
Çok sayıda gazetecinin yürüdüğü eylemde TGC Başkanı Orhan Erinç, Başkan Vekili Turgay Olcayto, Başkan Yardımcısı Vahap Munyar, Genel Sekreteri Sibel Güneş, Genel Saymanı Gülseren Güver, Genel Sekreter Yardımcısı Zafer Atay, Yönetim Kurulu üyeleri Ahmet Özdemir, Recep Yaşar, Basın Senatosu Başkanı Nail Güreli, TGS Genel Başkanı ve GÖP Dönem Başkanı Ercan İpekçi, Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, Basın Enstitüsü Derneği Başkanı Ferai Tınç, TGF ve İGC Başkanı Atilla Sertel, Karikatürist Semih Poroy, Hürriyet gazetesi yazarları Tufan Türenç, Oktay Ekşi, Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya, Radikal gazetesi yazarı Haluk Şahin katılanlar arasındaydı. Olcayto: Çabamızı sürdüreceğiz
TGC Başkan Vekili Turgay Olcayto, 26 meslek örgütü olarak gazetecilere yapılan tehditleri ve tutuklamaları gözaltına alınmaları kınamak için toplandıklarını söyledi. Olcayto, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gazeteciler halkın bilgi edinme hakkını sağlayan ve bu uğurda çaba harcayan bireylerdir. Gazetecilere yönelik bu tür baskıların demokrasilerde yeri yoktur. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Gücümüz yettiği kadar da anlatma çabamızı sürdüreceğiz”
Güneş: Sesimiz hükümete ulaşmalı
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC’nin de içinde yer aldığı GÖP’ün, önemli bir eylem gerçekleştirdiğini söyleyerek, “Hem basın açıklaması hem de 85 meslek örgütünün desteğiyle önemli bir yürüyüş oldu. Hükümete bu sesin ulaşmasını diliyoruz. Hem cezaevindeki gazetecilerin serbest bırakılması, hem de yasalarda değişmesini istediğimiz maddeler ile ilgili düzenlemelerin yapılmasını talep edeceğiz. Eylemler, hükümet pozitif adım atmadığı sürece düzenli olarak devam edecek.”
Güreli: Susturmak istiyorlar
TGC Basın Senatosu Başkanı Nail Güreli, “Halkı gerçekleri anlatmak için nihayet gazeteciler sokağa çıktılar” dedi ve ekledi: “Gazetecileri susturmak istiyorlar. Halkın gerçekleri öğrenmesinden korkuyor egemen güçler. Ama bunda başarıya ulaşamayacaklar. Nedim Şeneri Ahmet Şık’ı, içeri aldılar ama onların devamı gelecektir. Uğur Mumcu’yu öldürdüler ama yine Uğur Mumcular geldi. Özgür bağımsız halkın hizmetinde olan gazeteciler geldi. Halka gerçekleri anlatmaya devam edecekler.”
|