Hükümet, gelir vergisinde köklü düzenlemeyi gerçekleştiremediği için servetten vergi alma arayışına girdi ise, durağan servetten değil, artan servetten vergi almalı. Bu, zenginden vergi almak değil, zenginleşmeden vergi almaktır. Zengin vergisi bir kez alınır. Zenginleşme vergisi ise devamlıdır. Zenginleşmeden alınan vergi ‘zekât’a benzer...
Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan “Zenginlere ek olabilir” deyince, vergicilere “Söylemden vafize çıkarmak” düştü. Maliye Bakanı geçen hafta sonu açıklama yaptı... “Zenginden daha çok vergide bazı inisiyatifler başlattık!” dedi. (İnisiyatif, İngilizce “initiative” kelimesinin karşılığıdır. Lügat anlamı, ”Bir şeyi ilk olarak ortaya atarak düzenlemek”tir.)
Zengin kim ?
Zengin kimdir? Zenginlik ölçüsü nedir? Her ne kadar “Paranın ne önemi var... Mühim olan insanlık” der durur isek de, parasız (sağlık, aşk, huzur dahil) bir şey olamayacağının bilincinde paranın peşinden koşar dururuz.
Maddi zenginliğin ölçüsü paradır. Maddi zenginlik gelir ve servet büyüklüğü ile ölçülür. (Uyarı: Bu yazıda bilimsel açıklama yapılmıyor. Ayşe Hanım Teyzem’e neyin ne olduğu anlatılıyor. Yazı o gözle okunmalıdır.) Gelir ve servet ölçüsü her ülkeye ve ülke içinde yaşayan her insana göre değişir. Bunun için her ülkede vergilendirilecek gelir ve servet için farklı bir taban)ölçü) belirlenir.
Örneğin şu kadardan büyük olmayan yıllık kira vergi dışında sayılır. Örneğin bu kadardan büyük olmayan yıllık gelir, gelir vergisi dışında sayılır.
Zenginden vergi nasıl alınır ?
“Bütçe açık verdiği için zenginden bir defalık vergi” alınması başka şeydir, vergi düzenlemesi ile vergi gelirlerini artırmak başka şeydir.
Vergide esas olan “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almaktır.” Bu ise gelir vergisinin yaygınlaştırılması ve her türlü gelirin vergi kapsamına alınması ile olur.
Bizde (1) Nüfusun çok az kısmı gelir vergisi kapsamında. (2) Gelir vergisinde istisna muafiyetimkânları sonucu, beyanname verenler gelirlerine göre çok az vergi ödüyorlar. (3) Vergi denetimiyapılamıyor. İşte bu nedenle gelir vergisi dışında kimden nasıl vergi alınır tartışması sürüp gidiyor.
Zengine ‘bir defalık vergi’ nedir?
Zenginden bir defalık vergi, uygulanması zor, getirdiğinden çok götürüsü olan bir vergidir.
* İnönü döneminde 1942’de harp nedeniyle zenginlerden bir defalık varlık vergisi alındı.
* Çiller döneminde 1994’te ekonomik kriz nedeniyle şirketlerden bir defalık net aktif vergisi alındı.
Zenginlerden bir defalık vergi nasıl alınmasına karar verildi diyelim...
* Önce zenginlik ölçüsü nasıl belirlenecek? Gelire mi bakılacak? Varlığa (servete-birikime) mi?
* Varlık denilince hangi varlıklar? Menkul ve gayrimenkuller nasıl değerlendirilecek?
* Sadece bankalardaki mevduat hesabından mı vergi alınacak?
* Kimden ne kadar vergi alınacağını kimler nasıl belirleyecek?
* Yoksa işin kolayına gidilerek, gelir, kurumlar, emlak vergisi mükelleflerinden bir defalık ek vergi mi istenilecek?
* Vatandaşlık numarası ile devlet her vatandaşın bankada ne kadar parası var, nerede ne kadar gayrımenkulu var, ne kadar hisse senedi, tahvili var düğmeye bastığında biliyor? Acaba buna dayalı bir vergilemeye mi gidilecek?
* Varlığı 50 bin TL olan ile 50 milyon TL olan aynı oranda mı vergilenecek?
Varlık vergisi lafı bile kötü
Vergi kanunlarında yapılacak değişiklik ile gelir vergisinin yaygınlaştırılması ve vergi tahsilatının verimli hale getirilmesi başka şeydir, bir defalık “varlığa dayalı” vergilendirme başka şey.
Bir defalık varlık vergisi, birikimi caydırır. Kayıtdışılığı teşvik eder. İnsanlar ‘ileride bir defa daha vergi alırlar’ diyerek varlıklarını gizler veya ‘nasıl olsa bir gün vergi alacaklar’ diyerek birikim yapmaz, birikimini harcamaya başlar.
Varlık vergisi laflarının ortalıkta dolaşması, açık anlatımı ile “şuyzu vukuundan beterdir.” Bu tartışmalar başlayalı beri soruları cevaplamaktan perişan oldum. Küçük, büyük soruyor: ”Bankada 50 bin TL mevduatım var. Benden de vergi alırlar mı? Ne kadar alırlar? Bankadan paramı çeksem daha mı iyi olur? Yeni bir daire aldım. Tapuya değerini tam olarak yazdırdım. Benden de ek vergi alacaklar mı? Altınları bankaya yatırmıştık. Bankalardaki altın hesaplarından da vergi alınır mı? Hisse senetlerinde ne kadar vergi alınır dersiniz?”
Buyurunuz... Şimdi bu insanları sakinleştiriniz bakalım...
Değer Artış Vergisi’ne ihtiyaç var
Hükümet, gelir vergisinde yapısal ve köklü düzenlemeyi kısa sürede gerçekleştiremediği için servetten (varlıklardan) vergi alma arayışına girdi ise, durağan servetten (varlıktan) değil, artan servetten (varlıktan) vergi almaya çalışmalı.
Bu ise (ne olduğu ve ölçüsü belli olmayan) ”zenginden vergi almak” değildir. Zenginleşmeden vergi almaktır.
Zengin (Varlık) vergisi bir defa alnır. Zenginleşme vergisi ise devamlı bir vergidir.
Buna yabancılar “Capital Gain Tax” yani değer artış vergisi derler. Şu veya bu nedenle artan varlığın-servetin bir bölümü devlete vergi olarak ödenir.
Bir gayrimenkulün imar değişikliği ile değeri 2 misli, 3 mili artmış ise, bu gayrimenkulün satışı halinde alım ve satım fiyatı arasındaki farkın bir bölümü vergi olarak alınır. Aynı şekilde, borsada işlem gören bir hisse senedinin alım ve satım fiyatı arasındaki farkın bir bölümü vergilendirilir.
Vergi sistemi iyi işleyen ülkelerde bu böyledir. Evini, menkul kıymetlerini belli bir süreden önce nakde çevirmek isteyenler, alım ve satım süresine göre belli oranda vergi öder. Dikkat buyurunuz, İslam dininde her yıl ödenmesi zorunlu “zekât” da bir değer artış vergisidir. HerMüslüman’ın, yıl içinde artan servetinin (varlığının) bir bölümünü zekât olarak dağıtması beklenir.
Rant, altın nasıl vergilenecek?
Bizde son yıllarda servetlerdeki hızlı büyümenin kaynağı arsa rantları, imar rantları oldu... Arsa rantları ve imar rantları nasıl vergilendirilecek? Bunun formülünü bulmak zordur. Bir başka sorun altına bağlı servetin vergilendirilmesidir.
Vergi konusu gündeme geldiğinde hemen “Önce kayıtdışındakiler vergilendirilsin” denilir.
Kayıtdışındakllerin vergilendirilmesinde “Değer Artış Vergisi” bir ölçüde ilaç olabilir. Ama kayıtdışıkayıt içine alınıncaya kadar “Nereden Buldun?” kanununun işletilmesi yarar sağlayabilir.